ULUSLARARASI MOLLA AHMED EL-CEZERİ SEMPOZYUMU CİZRE’DE BAŞLADI

Şırnak Valiliği, Şırnak Üniversitesi,Cizre Kaymakamlığı ve Cizre Belediyesi’nin birlikte organize ettiği Uluslararası Molla Ahmed El-Cezeri Sempozyumu, Şırnak`ın Cizre ilçesinde başladı.

ULUSLARARASI MOLLA AHMED EL-CEZERİ SEMPOZYUMU CİZRE’DE BAŞLADI
GÜNCEL 1.12.2022 09:34:00 0

Şırnak Valiliği, Şırnak Üniversitesi,Cizre Kaymakamlığı ve Cizre Belediyesi’nin birlikte organize ettiği Uluslararası Molla Ahmed El-Cezeri Sempozyumu, Şırnak`ın Cizre ilçesinde başladı.

16 ve 17. Yüzyıl'da yaşamış olan kürt alim, şair ve edebiyatçı molla ahmed el-cezeri’nin hayatını, divanı’nı ve kasidelerini konu alan ve iki gün sürecek olan uluslararası molla ahmet el-cezeri sempozyumu şırnak’ın cizre ilçesinde geniş bir katılım ve yoğun bir ilgi ile başladı.

Şırnak Valiliği,Şırnak Üniversitesi,Cizre Kaymakamlığı ve Cizre Belediyesi’nin birlikte organize ettiği Uluslararası Molla Ahmed El-Cezeri Sempozyumu başladı.

Cizre Belediyesi Konferans Salonunda düzenlenen sempozyumunda konuşan Şırnak Valisi Osman Bilgin,”Bu topraklar esasen ilmin,medeniyetin ve güneşin toprakları.Bu topraklar alaleyde topraklar değil.Hep klasik dillere konu olmuş toplumu popüler kültürle yönlendirmek için söylenen sözler değil.Molla Ahmed El-Cezeri sadece bu coğrafyanın değil dünyaya ışık tutan Mevlana'nın,Hacı Bektaşi Veli'nin,Yunus Emre'nin kardeşi bir nevi onlarla aynı duyguları bizlere aktaran ve bizi biz yapan.Sadece bölge insanı değil ülkemizin tümüne hatta ve hatta dünyaya ve insanlığa seslenen ve o insanları bir arada tutan Allaha olan o yüce aşkın dünyadaki kelamdaki temennümü.Bu manada baktığımızda bizi bu sempozyumu yapmaya iten şey  özellikle bu toprakların,burada yaşayan insanların geçmişi ile olan bağlarını en iyi şekilde devam ettirip geleceği daha güzel alt yapılarda inşaa edip geleceğe umutla bakmak. Geleceğimizi, kardeşlikle, birliktelikle şekillendirmektir.”dedi.

Bu topraklarda özellikle Haçlı,Hilal kavgası nedeni ile haçlıların bize kurduğu oyunlarla belli dönemlerde maalesef geçmişimizden,değerlerimizden bizleri koparmaya çalıştıklarına vurgu yapan Bilgin;”Bizler bu değerlerimize sahip çıkmak ve değerlerimizi yaşayıp,gelecek kuşaklara aktarmak ve geleceği geçmişle bağları koparmadan,aslımızı inkar etmeden yaşamak için bu sempozyumu düzenleme ve birlikte paylaşma ihtiyacı duydum.”

Bilgin,”Molla Ahmed El-Cezer'nin Divan'ın da ortaya koyduğu bu ilahi Aşk ve onun devamı olan bizlere,insanlara anlatmak istediği ve vermek istediği mesajları sadece Sempozyumlarda değil günümüz her alanında,yaşamımızın her döneminde e iyi şekilde yaşayıp kendimizin en yakınlarından başlamak üzere toplumdaki tüm kesimlerle her günümüzü bu duygu ile yaşamalıyız.250 yıl önce aramızdan ayrılan ve bizlere ışık tutan büyüğümüz bizleri bir araya toplayabiliyor.Bizler özellikle bu yörenin gençleri, bu yörenin kadınları, bu yörenin geleceği biz geçmişimize sahip çıkalım.Geçmişimize eğer sahip çıkarsak bizim kimliğimiz,kültürümüz,varlığımız ilelebet daim olur.Ancak geçmişimizi unutursak biz varlığımızı da,birliğimizi de,her şeyimizi de kaybetmiş oluruz.”

Her millet kendi lisanında farklı terim ve nemaları ile Cenaba hak Allah'a olan aşk ve muhabbetlerini ifade ettiğinin altını çizen Şırnak Üniversitesi Rektörü Prf.Dr.Abdurrahim Alkış;”Arapça'da İbnul Farız,Farsça'da Mevlana Cellaleddin'i Rumi,Türkçe'de Yunus Emre,Kürtçe'de Melaya Ciziri gibi hep aynı manaları taşıyan şiirleri kaleme almışlardır.Bu zevatın ibareleri her ne kadar farklılık arz etse de tasvip ettikleri güzellik hep aynıdır.Melaye Ciziri gibi gönül ehli şahsiyetler insanlık alemi için dar günde nefes alma vesilesi olmuşlar.Herkesin ben ben dediği zamanlarda onlara sen sen diyerek futuvet ve uhuvet örneği sergilemişlerdir.”

Eski Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı ve Diyarbakır Milletvekili Dr.Mehmet Mehdi Eker,Biz Molla Ahmed'i El-Cezeri'den bahsettiğimizde insan medeniyet tasavvurundan bahsediyoruz.Çünkü o bu tasavvurun büyük sanatçılarından,büyük şairlerinden birisidir.”dedi.

Eker, Edebiyatı olmayanın Medeniyeti olmaz.Medeniyet olabilmesi için Edebiyat olması lazım.Edebiyatı biliyoruz sözlük anlamı edep.Neyin edebi! Sözün disiplini, sözün estetiği.Sözün estetiği ve sözün disiplinine biz edebi sanat diyoruz.Peki sanat ne?Hepsi Melaya gidiyor,oraya geçiyor.Molla Ahmed El-Cezeri klasik Kürt edebiyatının zirve ismidir.İnanıyorum ki bu sempozyum ve bundan sonra gelecek olan sempozyumlar bu düşünceye büyük hizmet verecektir.”dedi.

Bizim tarihimizde öğrenmemizin istenmediği şeylerin olduğuna vurgu yapan Prof.Dr.İhsan Süreyya Sırma,"niye öğrenmeyelim çünkü uyumamız lazım ve Pervari'de Türkçe öğrenmek için ilkokula gidince öğrettikleri ilk şey uyu uyu,yat,uyu ve hala uyuyoruz."dedi.

Anadolu'nun altını üstüne getiren yüz binlerce Müslüman'ı şehit eden Haçlılar diye bir ordunun olduğunu ve buradan da geçtiğini ifade eden Sırma,"bu haçlılar batılıları üzmeyelim diye bize okullarda okutulmaz.Ben Fransa'da okudum Fransızlar bile okuyorlar iftihar ede ede.Ama bunlar geldiler canımıza okudular.Anadolu'yu kasıp kavurdular.Avrupalıları üzeceğiz diye neredeyse ceketsiz,gömleksiz gezeceğiz.Selahattin niye okutulmasın,haçlılar niye okutulmasın okullarımızda." Diye ifade etti.

Sempozyum konuşmaların ardından Prof. Dr. Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma`nın konuşmacı olarak katıldığı ilk oturumda “Anadolu’nun İslam’a açılan Kapılarından Cizre” ve Molla Ahmed El-Cezeri Divanı’ndan Kasideler”ile ilgili konular ele alındı.

Molla Ahmed El-Cezeri Hakkında; “16 ve 17. yüzyıl'da yaşamış olan ve asıl adı Ahmed olan Kürt alim, şair ve edebiyatçı  Ahmet El-Cezeri,Hicri takvime göre 974'te Cizre'de dünyaya gelmiştir. Miladi takvime göre 1566'a denk gelir.Dindar bir ailede büyümüştür. Diyarbakır, Bingöl, Hasankeyf gibi farklı yerlerde eğitim alan alim, imamlık görevini Diyarbakır'da yapmıştır. Diyarbakır'dan sonra Sırba, Hasankeyf ve Cizre'de imamlık yapmıştır ve hayatının sonuna kadar Cizre'de kalmıştır. Mezarıda Dağ Kapı Mahallesinde bulunan Tarihi Kırmızı Medrese'dedir.

Alimin en önemli eseri Divan'ıdır. Divan'ının birden çok elyazması nüshaları mevcuttur. Bunlar arasında en eskisi Muhammed Tayyar Paşa-yı Amidi'nin 1131 Hicri tarihli el yazmasıdır. Bir diğer eski nüsha da Alman şarkiyatçı Martin Hartman (1851-1918) tarafından 1904 yılında Berlin'de Almanca bir önsözle birlikte tıpkı basımı yapılan nüshadır. 2007 yılında alimin Divan'ı Kent Yayınları tarafında Türkçe olarak yayınlandı ve bu çalışmada eserin mevcut nüshaların tümü göz önünde tutularak hazırlandı.