MESUT BALTA


PLANLAMA


Geleceğe dair kararlar alma süreci olan planlama geçmişte olduğu gibi günümüzde de önemini koruyor. Birçok etkinliği içerisinde barındıran planlama kavramı soğuk savaş döneminde çok daha gündem oluşturan bir yapıdadır. Hatta daha sonraki tarihlerde  ülkeleri yönetecek lider kadrolarının planlama biriminden çıkmaları tesadüf değildi.Öyle ki planlama teşkilatları toplumların kısa, orta ve uzun vadeli yaşamlarını belirleyen en önemli örgütlerdi. Gelecek projeksiyonda atılması gereken adımlar, ulaşılması gereken hedefler hep bu planlamalar ile programlanırdı. Bu sayede toplumlar önlerini net bir biçimde görerek gelecek hazırlıklarını buna göre yapardı. Görüldüğü gibi oldukça stratejik bir konuma sahip birimlerin adıydı planlama teşkilatları. Liderlerin yanı sıra aydın, yazar ve teknokratların yetiştiği alandı planlama organizasyonları. 

Planlama olgusunun yukarıdaki tanımında pek de liberal ekonomi felsefesini görmek imkansız olsa dahi kutuplaşmış eski dönem dünyanın buna ihtiyacı olduğu net şekilde anlaşılabilmektedir. Nitekim geçen yüzyılın şu anki dinamik ekonomi, ticaret ve iletişim imkanlarından uzak olduğu bir gerçek.Her kamusal aktivitenin zorunlu olarak kamusal çıkış niteliği taşıyan özellikte olması gerektiği şartların bir dayatmasıydı. Nitekim özel alanın şuandaki gücünden oldukça uzakta olması göz önüne alındığında kamu kesiminin neden gerekli olduğu ve lider olması gerektiği daha net anlatır bize. 

Günümüzde planlama kavramı daha mikro özellikler taşımış bulunuyor. Eskinin makro özellik taşıyan projeksiyonları yerine mikro düzeyde şirket, meslek örgütleri, organize sanayi bölgeleri gibi üretim alanları ve hatta aileler planlamaların odağına gelmişlerdir. Biraz da liberal hale gelen genel düzenin etkileri aslında bunlar. Kendi gelecek ve ekonomik özgürlüğünü bir dar kadroya vermektense kendi ayakları üzerinde duran yapı amacı artık hüküm sürmektedir. Planlama stratejisi bir tercih olmaktan öte bir zorunluluk adeta. Artık insanlar geleceklerini başkaların acemi ellerine vermek istemiyor. Bunun yerine daha az bütçe ile, daha profesyonel, daha gerçekçi projeksiyonları tercih ediyor toplum veya bireyler. 

Gelecek projeksiyonlarından uzak toplumlar bunun bedelini daha çok yoksulluk, daha çok cehalet ve daha büyük ekonomik krizlerle boğuşma şeklinde vermektedir. Plansızlık insanları hedefsiz koca bir toplum durumuna getirerek ne yaptığını bilmeyen bir insan kitlesi haline getirir. Bunun tam tersi ise kurallı ve hedeflere ulaşmış toplum kimliğine sokar. Planlamanın en büyük etkisi topluma ve daha mikro düzeydeki kurumlara bir amaç ortaya koymasıdır. Yaşamın önemli dinamiği olan amaç felsefesi her halükarda daha organize durumlar çıktısı verir. 

Planlama felsefesinde hedefe odaklanma her ne kadar tutarlı olmayı ortaya koysa da plan aşamalarında gerekirse değişikliği ortaya koymak tutarlılık kadar gerekli bir stratejidir. Plan sürecinde aksayan yönlere yeni stratejiler geliştirmek, değişim iradesini ortaya koymak en az plan stratejisine sadık kalmak kadar önem taşımaktadır. Planlar ister istemez dış etkiler karşısında değişebilmekte ve hatta boş bir amaç haline gelebilmektedir. İşte tam bu aşamada iyi lider, iyi planlamacı değişim iradesini ortaya koyabilmelidir. Bu saplamamız aynı zamanda planlamanın esnek bir yapıya sahip olması gerekliliğini de kanıtlar. Bu anlamda planlamalar asla geri dönülmez katı kuralları içermemelidir. 

Planlamanın bir diğer boyutu; tesadüf ve kötü sonuçları yaşamak istemeyen iradenin yansıması olan önemli bir retorik olmasıdır. İyi bir plan veya sıradan bir plan bile bir öngürü ortaya koyduğu için her zaman, statik yöntemlerden daha net sonuçlar ortaya koymaktadır. Ama kötü şeylerin sonuçları her zaman bir plansızlığı içinde barındırdığı söyleyebiliriz. Çünkü planlama aynı zamanda bir savunma mekanizmasını anlamdırır. Kötüyü bekleme pasifliğinden kurtularak gelecek olumsuzlukları bertaraf etme stratejisidir aynı zamanda. 

Planlama yöntemlerinde kolay ve anlaşılabilir hedef ile yöntemlerin benimsenmesi hem başarının hem de plan uygulayıcılarının adaptasyonuna katkı sağlayacaktır. Karmaşık ve anlaşılmazlıktan uzak durmak gerekiyor. Net, açık ve legal hedefler planın başarısındaki anahtar kelimelerdir. Nitekim planlama esnasındaki olası bir stratejik çıkmaz tüm hedeflerin altüst olmasına sebep olmasını kaçınılmaz hale getirir.  Ancak tekrarlamak da gerekiyor; planlar küçük olmamalı ve hedef çıtası büyük amaçlara da açık olmalıdır.