Havaların ısınmasıyla göçerler, binlerce küçükbaş hayvanını Şırnak’ın zengin bitki örtüsü ve su kaynaklarına sahip Faraşin Yaylası’na götürmek için aylar süren zorlu yolculuğa başladı.
Göçerler, gece saatlerinde konaklayarak gündüz yeniden yola koyuluyor. Yayla yolculuğu sırasında doğayla iç içe ilerleyen göçerler, zaman zaman yaban hayvanlarıyla, özellikle kurtlarla karşılaştıklarını ifade ediyor. Yolculuk, özellikle zorlu arazi koşulları nedeniyle hem insanlar hem de hayvanlar için yorucu geçiyor.
FARAŞİN YAYLASI HAYVANLAR İÇİN CENNET
Göçün hedefi olan Faraşin Yaylası, serin havası ve bol su kaynaklarıyla hayvanlar için ideal bir ortam sunuyor. Göçerler, yaklaşık 3 ila 4 ay boyunca bu yaylada konaklıyor. Yayladaki otlakların kalitesi ve temiz su kaynakları sayesinde hayvanların sağlıklarının da daha iyi olduğu belirten göçer Sinan Öten (19), “Faraşin Yaylasına gidiyoruz. Yaklaşık 1 ay boyunca yolda kalacağız. Hayvanlarımızı Faraşin yaylasına götüreceğiz. Faraşin yaylası hayvanlarımız için daha güzel. Yolda kurtlar ile karşılaşıyoruz. Gece duruyoruz, gündüz tekrardan yola çıkıyoruz. Şimdi yola çıkıp saat 8’de yeniden yola çıkacağız” dedi.
ZORLU KOŞULLARA RAĞMEN MESLEK AŞKI
Göç yollarında kimi zaman geçişin kolay olduğu rotalar kullanılırken, bazı bölgelerde hem insanlar hem de hayvanlar ciddi zorluklarla karşılaşıyor. Ancak göçerler, bu zorluklara alışkın olduklarını ve mesleklerini severek yaptığını ifade eden Öten, “Hayvanlarımız için Faraşin yaylası daha güzel, hayvanlarımız da oraya daha çok seviyor. Orada hava güzel, soğuk suyu var. Faraşin yaylasında yaklaşık 3-4 ay kalacağız. Bazı yolları kolay bir şekilde geçiyoruz, bazı yollarda hem biz hem hayvanlarımız zorlanıyor” dedi.
15 YILLIK DENEYİM, 19 YAŞINDA GÖÇER
Henüz 19 yaşında olan ve küçük yaşlardan itibaren babasıyla birlikte bu mesleği sürdüren bir genç göçer, “19 yaşındayım ve 15 yıldır bu işi yapıyorum. Çok güzel bir meslek, babam bu mesleği yaptı ben de babamın mesleğini devam ettiriyorum. Hiç okula gitmedim.” ifadelerini kullandı. Öten, yayla yaşamının zorluklarına rağmen doğayla baş başa olmanın huzurunu yaşadığını dile getirdi. (Selahattin Taşar)